Friday, July 30, 2004

Interview with Abdurrahim Polat, the Leader of Birlik Movement in Uzbekistan - Turkish

Uzbekistan Birlik Partisi Baskani Abdurrahim Polat ile Roportaj


Abdurrahim Polat Posted by Hello

Tugrul Keskin

Washington-30 Temmuz 2004


Abdurrahim Polat 1945 yilinda Uzbekistan’in baskenti Taskent’te dogdu. 1968 yilinda Moskova Yuksek Enerji Enstitusu’nin bilgisayar muhendisligi bolumunu bitirdi. Daha sonra Uzbekistan’a geri dondu ve 1990 yilina kadar Uzbekistan Bilimler Akademisinde calisti. Bu yillar icinde doktorasini bitirdi ve ayni akademide profesor oldu. Akademide yapay zeka (Artifical Intelligence) uzerine calismalar yapti. 1988 yilinda Uzbekistan Birlik Halk Hareketi kuruculari arasinda yer aldi, daha sonra ayni hareketin ilk baskani olarak secildi. Birlik hareketinin temel amaclari arasinda Uzbekistan’in bagimsizligini almasi ve akabinde demokrasinin yerlesmesi olarak algiladi. 1991 Agustos ayinda Uzbekistan’in bagimsizliginin ardindan iktidarda bulunan Islam Kerimov yonetimi, bagimsizlik ve demokrasi yanlisi muhalefete baski uyguladi. 29 Temmuz 1992 gunu Kerimov’un emri ile KGB ajanlari Polat’a suikast duzenlediler. Bu suikast denemesi sonucu agir yaralanan Polat ilk once Baku’de daha sonra Istanbul’da tedavi gordu ve tekrar Uzbekistan’a dondu. Fakat, muhalefete uygulanan baskilarin bu donem sonrasi iyice artmasi ile Abdurrahim Polat ve arkadaslari Uzbekistan’i terk etmek zorunda kaldilar. 1993 Nisan ayinda Turkiye’ye geldi ve 1998 yilinda Uzbekistan’in Turkiye’ye uyguladigi siyasi baskilar sonucu Amerika’ya gitmek zorunda kaldi. Amerika’da surgunde halen Uzbekistan Birlik partisi baskanligini yurutumekte olup, 2004 yilinin Aralik ayinda yapilacak Uzbekistan secimleri icin calismalar yapmaktadir.


Keskin: Sayin Polat 1993 yilinda Islam Kermiov’un uyguladigi baskilar sonucu muhalefet hareketleri ve liderleri ulkeyi terk etmek zorunda kaldilar. Sizce Uzbekistan’da muhalefet hareketleri bitti mi?

Abdurrrahim Polat: Kesinlikle hayir. Uzbekistan’da pek cok arkadaslarimiz baski sonucu siyaseti birakmak zorunda kalsalarda, kucuk olsa da hala ozgurluk ve demokrasi fikrini savunan arkadaslarimiz mevcut. Bu arkadaslar siyasi muhalefet partileri yasaklandiktan sonra bagimsiz gazeteci ve insane haklari savunucusu olarak calistilar, ve calismak zorunda birakildilar. Fakat Kerimov’un uyguladigi baskilar sonucu demokrasi konusunda umutsuzluga dusen insanlar dini akimlara yonelmek zorunda kaldilar. Cunku Uzbekistan’da baska secenekleri kalmamisti. Ayni donem icinde Afganistan’da Taliban 1996 yilinda iktidara geldi, Uzbekistan’da ise Tahir Yoldasov ve Cuma Namangani onderliginde Uzbekistan Islami hareketi orgutlendi ve guclendi.

Keskin: Abdurrahim bey kisacasi Uzbekistan’da Islami hareketin guclenmesini Islam Kerimov’un uyguladigi anti demokratik baski politikalarinin bir sonucu olarak mi goruyorsunuz?

Abdurrrahim Polat: Elbette, bu uygulamalar Uzbekistan’da kanli olaylara neden oldu. 1999 Subay ayinda Taskent’te ilk defa bombali patlamalar gerceklestirildi. 20’ye yakin insan hayatini kaybetti. Bu olaylardan sonra sadece Islami akimlara degil demokratik muhalefet uzerindeki baski daha da artti. Yine 1999 yilinda Uzbekistan hapishanelerinde Birlik hareketinin Namangan sehir orgutu baskani Ahmadhan Turakhan, Andican vilayeti Birlik hareketi liderlerinden Zhurahon Azimov ve 2001 yilinda ise Birlig’in Kashkadarya vilayet baskani eski Uzbekistan milletvekili Shovruh Rozimurad olduruldu.

Keskin: 11 Eylul 2001’de Amerika’ya El-Kaida’nin saldirisi sonucu Amerika Afganistan’i isgal etti. Bu isgal sirasinda Uzbekistan ve Kerimov yonetimi ile ABD yonetimi arasinda yakin iliski meydana geldi. Bunun Uzbekistan muhalefet hareketleri uzerindeki etkisi ne oldu?

Abdurrrahim Polat: ABD’nin Orta Asya’ya gelmesi Uzbekistan’da siyasi atmosferi kokten degistirdi. Uzbekistan hukumeti muhalefet hareketi uzerindeki baskilari azaltmak zorunda kaldi. Bundan sonra ise Uzbekistan’da Birlik hareketi toparlanmaya basladi. 2002 yili icinde butun vilayetlerde yerel kongreler yapildi ve 2003 yilinin Mayis ayi icinde, son onbir yildan beri ilk defa Birlik hareketinin genel kurultayi Taskent’te yapildi.
Bu kurultayda demokrasinin gelismesi icin mucadelenin devam ettirilmesi ve Birlik hareketinin partilesmesi yolunda karar alindi. Boylece Birlik Halk Hareket partisi adini aldi, Uzbekistan’da en guclu muhalefet hareketi oldugunu kanitladi. Ben Vasington’da bulunmak mecburiyetinde birakilsam da Birlik hareketinin toparlanmasi ve kongresinin yapilmasinda liderlik rolunu ustlendim ve parti arkadaslarim beni baskan sectiler.

Keskin: Peki Uzbekistan’da ki diger muhalefet hareketlerinin durumlari nasil, calismalari devam ediyormu? Ornegin Erk hareketinin durumu nasil?

Abdurrrahim Polat: Birlik hareketinin 2003 yili kongresinden sonra Erk partiside toparlanmaya calisti. 2003 yili Ekim ayinda da Erk Partisi kongresini tamamladi. Fakat Erk partisinin Birlik hareketinden ayrilip bagimsiz bir parti oldugu gunden itibaren Islam Kerimov hukumeti ile yakin iliskiler kurmasi, ilerleyen yillarda hukumet ile aralarinin bozulmasinin ardindan Kerimov’u guc ile devirme islerine karismalari sonrasinda ise Uzbekistan Islami Hareketi ile ortak calisma yapilmasi Erk partisi kurultayinda buyuk tartismalar yasanmasina neden oldu. Bunun neticesinde Erk Partisi bolundu. Bolunmus iki gurupta kendisini Erk Partisinin devami olarak tanitiyor. Bu guruplardan birisinin baskanligina eski genel sekreter Samat Murat secildi, ikinci gurubun baskani ise Muhammad Salih’tir. Fakat bu tartismalarin devami sonucu Muhammad Salih’in liderligindeki gurupta da bolunmeler yasandi. Muhammad Salih baskanliktan uzaklastirildi ve baskan olarak eski milletvekili Aygul Mahmatova secildi. Simdi Samat Murat ile Aygul Mahmatova Erk partisini yeniden birlestirmek icin bir caba sarfediyorlar.

Keskin: Sayin Polat, bahsettiginiz uzere Uzbekistan’da demokratik muhalefet hareketi bir hayli bolunmus durumda, bu tabi ki Islam Kerimov’un lehine bir durum arz ediyor. Peki muhalefet hareketleri bunu asmak icin neler yapiyor, yani demokratik muhalefetin birlesmesi ve ortak hareket etmesi soz konusu mu?

Abdurrrahim Polat: Biz Birlik olarak muhalefetin parcalanma noktasi yani Erk’in Birlik’ten ayrilmasindan itibaren hic bir zaman bu hareketin tekrar ortak hareket etmesi icin kapimizi kapamadik ve bilakis caba sarfettik. Erk partisinin yeni liderleri bu meseleye daha olumlu yaklasiyorlar. Cunku onlarda Uzbekistan muhalefetinin ortak hareket etmesinin anti demokratik uygulamalari degistirebilecegini anlamaya basladilar.
Bu gunlerde Birlik, Erk ve yeni kurulmus iki parti ortak calisma icin bir konsey olusturdular. Bu konsey daha ilk adimlarini atiyor ve Uzbekistan demokratik muhalefetine olumlu katkilarda bulunacagina inaniyorum. Aralik 2004 yilinda yapilacak parlemento secimlerine hazirlik icin bu konseyin cok faydali calismalar yapacagini dusunuyorum.

Keskin: Secimlere Birlik Partisinin hazirliklari nasil devam ediyor, ne gibi calismalar yapiyorsunuz?

Abdurrrahim Polat: Burada bir kac yonelimimiz soz konusudur. Birincisi sizinde bildiginiz uzere partimizi Adalet bakanligina kayit ettirme calismalarimiz var. 2003 Eylul’unde ilk defa Birlik partisini resmi olarak kayit ettirmek icin basvurduk, fakat Uzbekistan rejimi bizi kayit ve dolayisi ile secimlere istirak ettirmemek icin cesitli bahaneler uyduruyorlar. Ornegin parti tuzugunde, tuzuk kelimesi yerine Rusca ‘Ustav’ kullanmamizi talep ettiler. Bize zaman kayp ettirmek icin uygulanan zorluklara ragmen bu istenilen degisikliklerin hepsini yaptik. Fakat bakanlik yeni bahaneler uygulamaya devam etti. Bakanlikla yaklasik alti aylik mucadelemiz sonucu Uzbekistan Yuksek Mahkemesine basvurduk. Sunu anlamak gerek ki Uzbekistan gibi diktatorluk rejiminde Adalet bakanligi ve Yuksek mahkeme ile mucadele etmek aslinda kahramanlik gibi bir sey. Uygulamak istedigimiz ikinci calismamiz, kendimizi milletimize daha iyi tanitmak ve demokrasiyi anlatmak icin ozgur ve daha demokratik gorsel ve yazili basini yaratma faaliyetlerimizdir. Uzbek dilinde yapilan en guclu internet sitesi yine Birlik Partisinin sayfasidir. Bunun disinda Hareket adli iki aylik siyasi, ekonomik ve hukuk konularinda yazilar yayinladigimiz dergimizi cikariyoruz. Tabi baskilar sonucu bu dergiyide yurt disinda basiyoruz. Fakat Uzbekistan’da dagitiyoruz. Ucuncu ve en onemli calismamis ise Birlik partisi olarak ulke capinda orgutlenme faaliyetimizdir. Cunku yere teskilatlarimizin gucu ve etkisi ile secimlerde basari kazanmamiz soz konusu.

Keskin: Bildigim kadari ile 24 Haziran’da Amerikan Kongresinde Avrupa’da Guvenlik ve Isbirligi komisyonunda Uzbekistan’da demokrasi ve insan haklari ile ilgili bir toplantiya katildiniz, bu toplantida neler soylediniz?

Abdurrrahim Polat: Burada cok ilginc bir nokta var, buda toplantinin adi; ‘Uzbekistan’da bogulmus demokrasi ve ayak altina alinan insan haklari’ydi. Buda gosteriyor ki Amerikalilar Uzbekistan’daki mevcut durumdan memnun degiller. Toplantiya katilan yuksek seviyedeki Amerikan Disisleri bakanligi yetkilileri ve uzmanlar ‘2001 Eylul’unden sonra Uzbekistan’da demokrasi ve insan haklari konularinda bazi ilerlemeler olsa da son aylarda bunun yerinde saydigini’ soylediler. Ben kendi konusmamda ise Uzbekistan’da demokrasinin gelismesi icin en onemli noktanin muhalefet partilerinin Adalet bakanligina kayit edilmesi ve secimlere katilmasi oldugunu, bugunku sartlar altinda ise Birlig’in buna hazir oldugunu berlittim. Bu toplantinin da katkisi ile Amerikan hukumeti Uzbekistan’a verilecek 18 milyon dolarlik yardimi durdurdu. Buda gosteriyor ki Amerika’nin Uzbekistan politikasinin degisme rotasina girmistir. Inaniyorum ki, bundan sonra Amerika Uzbekistan’da demokrasinin gelismesi icin daha olumlu yaptirimlarda bulunacaktir.

Keskin: Turkiye’nin Uzbekistan’da demokrasinin gelismesine sizce bir katkisi var mi?

Abdurrrahim Polat: Oncelikle sunu belirtmek gerekir ki Turkiye’nin Orta Asya ve bilhassa Uzbekistan’da sadece demokrasinin gelismesi hususunda degil, genel olarak da ilgilenmesi ve cesitli meselelerde katkisinin olmasi lazim. Turkiye kendisini Orta Asya’dan dislayarak politika yapamaz. Ama ne yazik ki bugun durum boyle degil. Turkiye Uzbekistan gibi AGIT uyesi, bu yuzden Turkiye’nin Uzbekistan’da demokrasinin gelismesi icin caba sarf etmek mecburiyetinde. Turkiye’de dis politikayi yonlendirenler butun enerjilerini sadece Avrupa Birligine degil Orta Asya’daki Turk Cumhuriyetlerine de sarf etmeleri daha iyi olur diye dusunuyorum.

Monday, July 26, 2004

Interview with Ercument Kilic, president of ATAA - Turkish

Ercument Kilic ile Roportaj


Ercument Kilic  Posted by Hello


Aydinlik and Ulusal Kanal TV


Tugrul Keskin

Washington-26 Temmuz 2004


Ercument Kilic 1958 yilinda Ankara'da dogdu. 1977'de egitim amaci ile Amerika'nin Miami sehrine geldi, daha sonra Teksas'in Dallas sehrinde Ekonnomi ogrenimin devam etti. Ogrenciliginin bitmesi ile is hayatina atildi. Tum ogrencilik yillarinda da Turkiye’nin tanitimi amaci ile Amerika’nin 50 eyaletinin tumunde, bir cok Avrupa ulkesinde, Tayvan’da Cin’de Japonya’da ve Hong Kong’da uzun yillar Turk Kulturu ve Turk Dunyasi tanitimi yapti. Dallas'ta bulunan TURANT (Turkish American Asssociation of Northern Texas)'da uc kez baskan olarak gore aldi.Yaklasik 15 senedir ATAA'de cesitli gorevlerde bulundu. 1990 ve 1996 yillarinda baskan yardimcilikari yapti. 2002 Aralik ayindan itibaren ise ATAA'de genel baskanlik gorevini yurutmektedir.

Aydinlik: Ne zaman ve hangi amac ile Amerika'ya geldiniz?

Ercument Kilic: Turkiye acisindan cok zor bir donemde ve genc bir yasta Amerika'ya, Jimmy Carter'in ABD baskani oldugu donemde Miami'ye ogrenim gormek uzere geldim O yillarda Iran'da Amerikalilarin rehine olarak alindigi, faizlerin cok yuksek oldugu, Turk amerikan iliskilerinde bilhassa 1974 Kibris harekati sonrasi iliskilerin gergin oldugu bir donemdi.

Aydinlik: Geldiginiz yillar itibari ile Amerika'da pek fazla Turk yoktu sanirim.

Ercument Kilic: Elbette, ilk Miami'ye geldigimde Amerika'da pek Turk yoktu. Zaten bulunan Turklerin buyuk bir cogunlugu ise, bilhassa Miami'de Turkiye'de belli bir kesimi temsil eden zengin cocuklarindan olusmaktaydi. Simdi ki Amerika’ya gelebilmek pek kolay degil, gercekten bir hayal ulkesi idi. Bir cok Turkiye'li zengin o donemlerde kendi cocuklarini Amerika'ya gonderiyorlardi. Daha sonra Teksas'a tasindim. Teksas'a tasinma nedenim tamamen maddi imkansizlikara dayaniyordu. Cunku Miami daha pahaliydi, oysa Teksas'ta egitim ve hayat daha ucuzdu. Ilk yillarda herkes gibi bende turkist misali buradaki Turk lobisi, Turkler ve siyaset hakinda fazla bir bilgim yoktu. Cunku Amerika'ya her gelen Turk gibi bizimde Turkiye'de egitim sisteminin hatalarindan dolayi buraya hazirliksiz gelmistik. Turkiye siyasetini ve Turkiye'nin politikasini tanimam burada yani Amerika'da oldu.

Aydinlik: O Yillarda Turk dernekleri icindeki faaliyetler nasildi, siz neler yaptiniz bu tanima asamasindan sonra?

Ercument Kilic: Dallas'ta bulundugumuz yillarda PBS (Amerikan Halk Radyosu) araciligi ile bir cok canli yayin calismalari yaptik. Devamli olarak Turk Tarihi konusunda ehil bilim adamlarini Teksas’a davet edip konferanslar verirdik. Turkiye'nin tanitilmasi icin sadece Dallas'ta degil TURANT adli dernek vasitasi ile Amerika'nin genelinde bir Turkiye'yi tanitim calismamiz oldu. Turkler ABD'de Amerikan toplumunun dokusundan farkli bir hayat tarsi icindeler, dokunun bir parcasi degiller. Turkleri Amerikan polisinde, itfaiyesinde, ordusunda, sivil toplum orgutlerinde parmakla sayabilirsiniz. Buyuk oranla da bir niceligimden dolayi tabi ki kilise de Turk yoktur. Dolayisi ile Turklerin genel de Amerikan sosyal dokusu ile iliskisi sadece is yerlerinden ibarettir. O yillarda ise bugune nazaran Turkler cok daha fazla dokunun disindaydilar. Dolayisi ile “Biz Turklerde buradadir” mesajini vermek icin fakir doyurma, kan bagislama kampanyalari yaptik ve Amerikan basininda bunlarin duyurulmasini sagladik.Sayisiz Amerikali politikacinin secim kampanyalarinda yillarca gonullu hizmetler verdik. Bu amacla burada bizim Turkler olarak basarili olmamiz icin bu dokunun icinde mucadele vermemiz gerekiyor. Bizde Turkler olarak bu toplumun bir parcasi oldugumuz mesajini vermeye calistik. Baskanligim sirasinda TURANT uyelikleri uc kat artti. Yine o donem itibari ile Kirim ve Azerbaycan Turklerine yonelik destek faaliyetleride yaptik. Ilk defa bir Amerikan milletvekilini, Jim Moody’yi Azerbaycan ve Kirim’a, oradaki soydaslarimizin en cetin gunlerinde goturduk.

Aydinlik: Peki Vasington'a yani politikanin merkezine gelisiniz nasil oldu, hangi zorluklar ile karsilastiniz, kisacasi ne bekliyordunuz ne buldunuz?

Ercument Kilic: Turk derneklerinde uzun suredir aktif olarak calismama ragmen o zamana kadar Vasington'i hic tanimiyordum. 1990 senesinde ATAA'dan DR. Tamer Acikalin aradi, birlikte calisma ve baskan yardimciligi teklif etti. New York'ta bulunan ve Dr. Ata Erim'in kurulusunda buyuk rol aldigi Amerikan Turk Dernekleri Federasyonu en eski dernek olmakla birlikte, ATAA Amerika'daki en buyuk Turk kurulusu konumundaydi ve politikanin merkezi Vasington'daydi.Daha sonra ise herkesin bildigi gibi 2002 yilinda yapilan secimle birlikte ATAA baskani oldum ve EVIMI Washington'a tasidim. Bu tamamen gonullu bir gorevdi, bundan ATAA BASKANLARI herhangi bir maas almiyor, sadece Turkiye'yi ve Turkleri tanitmak icin gonullu baglamda baskanlik yapiyorum.

Aydinlik: Bildigimiz kadari ile ilk defa bir baskan Vasington'a butun isini gucunu birakarak geliyor ve evini Teksas'tan buraya tasiyor. Bu baglamda cesitli zorluklar ile karsilastinizmi?

Ercument Kilic: Evet ilk defa bir baskan olarak Vasington'a butun evimi ve isimi tasidim ve bunu gonullu olarak yaptim. Bizim yonetim kurulumuz Amerika’nin her yerine yayilmistir ve genel de bulundugumuz yerlerden baskanlik yapariz, ama ben baskan olarak Vashington'da bulunmamin ATAA icin daha yararli olacagini dusundum ve Vasington'a tasindim. Sebep 27 senelik bir Amerikan egitimim ve birikimim vardi Turkler olarak bazi konulara yaklasimlarin farkli yapilabilecegini dusunup onlari yeni yontemler kullanarak ilk elden yapmanin, Turkce deyimle tasi taragi toplayip Vasington'a tasinmanin daha yararli olacagini dusundum. Bu tasinmanin ve bazi yeniden yapilanma calismalarinin meyvelerini ise soyle gorduk. ATAA'in Amerikan kongresi ile daha yakin temaslari olmaya basladi. Amerikan milletvekillerini Turk dostluk gurubuna katmaya ikna ettik. ATAA'nin yapilan en son yillik genel kurultayi son yillarin en kalabaligi oldu. Uye sayimiz artti, calisan yani isci kesimini ve ogrencilerimizi daha fazla kapsayan calismalar yaptik.

Aydinlik: Butun bu soyledikleriniz icinde ATAA'nin onemi nereden kaynaklaniyor?

Ercument Kilic: ATAA Turklerin Amerikan toplumunundaki bir meclisi olarak Turk Amerikan iliskilerini olumlu etkileyebilecek ve gucunu buradaki Turklerden alan bir kurum. ATAA'in diger bir onemi ise Amerika'da Turk toplumunu sivil baglamda temsil eden en buyuk Turk orgutu olmasindan kaynaklaniyor.

Aydinlik: Bunlarlar birlikte Vasington'da bir hayli sIkIntIli olan Turk lobiciligi var bunun ATAA ile ilsikileri nasil ve hangi asamada?

Ercument Kilic:Turk lobiciligi iki bacakli bir masa. Bacaklardan birisi tanitim ve lobicilik calismalari yerine getiren Turkiye Cumhuriyeti, ikincisi ise Amerika'da yasayan Turk toplumu. Ve bu masa kendi dengesini zor sagliyor. Demek ki kendisine ucuncu veya durduncu bacaklar bulunmasi lazim. Ucuncu bacak benim iki yildir devamli olarak mesajini verdigim: Turk ozel sektoru. Ozel sektorumuz mutlaka ve mutlaka ATAA gibi bir kuruma maddi destek vererek katkida bulunmali. Amerika ile ticaret yapan Turk sirketlerinin yatirimlarinin gelecekte saglikli korunmasi, Turk mallarina konulan kotalarin kaldirilmasi, Turkiye'nin parasini verdigi helikopterlerin teslim alabilmesi, Turkiye'nin Amerika tarafindan en favori ticari iliskiler listesine alinmasi her zaman lobi ile olur.Bu listeye Cin bile girdi, Turkiye hala yok! Bu yuzden ozel sektorun destegi cok onemli. Bahsini ettigim zorluklarin nedeni ikili iliskilerin hukumetler arasinda kotu olmasindan degil, diger etnik lobilerin Amerikan kongresinde daha kuvvetli olmalarindan kaynaklaniyor. Bugun Turk Dostluk Gurubunda bulunan Amerikan milletvekilleri sayisi Turkiye’ye kota koymak kimin haddine? Bu masaya bir de gozumuzun onunde durup simdiye kadar el atmadigimiz bir dorduncu bacagida ekliyebiliriz. Bu da Turk dunyasi. Cunku Amerika'da 400 bin Turkiye'li varken 1 milyonun uzerinde Turk dunyasindan Turk var. Bu insanlarin dertlerine ses olmak, onlardan da guc kazanmak yolu ile bu dorduncu bacak kolaylikla lobiciligimizin saglam temeller uzeirne oturmasini sagliyabiliriz.

Aydinlik: Demokratik ilkeler baglaminda ATAA'nin iyi isledigini dusunuyormusunuz?

Ercument Kilic: Bu soylediklerim ATAA icin degil, Amerika’daki tum Turkler ve onlarin Dernekleri ile ilgilidir. Yillar icinde bir cok seyi devletten bekleyen bir zihniyet olusmus. Lobicilik yapilacak, devlet yapsin, Turevi acilacak devlet acsin, festival yapilacak devlet yardim yapsin. Biz geldigimizde Turkiye'den maddi yardim almak yerine Turkiye'yemize katkida bulunalim ve kendi yagimiz ile kavrulalim dedik. Yalniz bunlari basarabilmek icin herseyi devletten veya Turkiye cumhuriyetiden beklemek yerine, bu iside devlet baba yapsin zihniyetinden uzaklasip, buradaki Turk halkinin bilinclenmesi ile yapmaya calistik. Bu amacla kuafor, kasap, terzi, mermer iscisi doktor, universite ogretim gorevlisi gibi degisik kesimlerden insanlari dernegimizin calismalarin adavet ettik. Ama buna ragmen Turk halkini bilinclendirmenin vazifesi ATAA gibi kurumlara dusmektedir. Bagimsiz ,saydam, demokratik ve halkinin tumunu kapsayici calismalar ile gerekli mesajlari veren dernekler bilinclendirme calismasinda halkimizdan destek goreceklerdir. ATAA bu konularda onemli bir mesafeleri gecmisinde almistir. Turkiye'nin ic polikasi ile degil Turklerin ortak sorunlarina ses olan bir organizasyon olmaya calistik.

Aydinlik: Yaptiginiz calismalardan da bahsedermisiniz?

Ercument Kilic
: Turkiye'yi tanitmada ATAA olarak cesitli yayinlarimiz oldu. Ilk once Turkish Times gazetesini iki haftada bir olarak cikariyorduk, daha sonra icinde bulundugumuz internet cagina gerekli ihtiyaca cevap vermemesi nedeni ile son bir yildir yeni calisma ile derginin adini daha kapsayici bicimde Turk Dunyasi olarak degistirdik. Aynen internet sayfamizda baslattigimiz gibi dergimiz hem Ingilizce hemde Turkce cikmaktadir. Amerika’ya 40, 50 yil evvel gelenler, doktorlar, muhendislermis, simdi her kesimden insanimiz var. Bunlarin hepsi ingilizceyi iki gunde ogrenmek zorunda degil ki. 1970'li yillardan beri Ermeni lobisinin yaptigi Amerikan kongresinde milletvekillerinin yaninda stajyer ogrenci calistirma isini baslattik. Amerika'da bulunan ve sayilari binlerle ifade edilen Turk ogrencileri ile iletisim kurarak onlari Amerikan politik surecini ogrenmesini ve Turk derneklerini tanimasini sagladik. Cunku Yunan ve Ermeni dernekleri bu metodlar ile calisiyorlar. Icinde bulundugumuz Amerikan baskanligi secim yilinda bu yilin onuzmudeki uc ayi icinde bir bir eforla Turkleri secim kutuklerine kayit ettirme ve oy kullanmaya yoneltici bir proje baslattik.

Aydinlik: Son olarak sizce gelinen nokta nedir, basari mi yoksa Amerika'da bile Turkun Turkle mucadelesi mi?

Ercument Kilic: ATAA'ya baskan oldugum gunden itibaren bir vizyon ve misyon gelistirmek, tanitimimizin uzun suredir var olan sistemini gelistirmek ve toplumun genelinin katilimini saglamak istedik. ATAA her zaman herkese acikti ama elitlerimizin yaninda daha halkci bir yapiya toplumun butun kesimlerini kapsar bicime gelmesi icinde calistik.Bu arada tabi ki maddi ve manevi sikintilar cektik ve cektirildik. Mucadelemizin ana nedeni hic bir sey icin olmasa bile Dumlupinar sehitliginde su anda yatan, sekiz yasinda bu millet icin sehit olmus Konyali Omer Oglu Husnu ve onun gibiler icindir (Hemen O’nun yaninda 11 yasinda bir cocugun mezari da vardir). Bu insanlar bir hic ugruna, bos yere sehit olmadilar, ve unutturmayacagiz! Amerika'da Turk toplumu icin calismaliyiz ve burada bulunan Turklerin Turk toplumuna hizmet etmeleri lazim veya kendisi hizmet edemiyorsa bunu saglayan guvendikleri kisi ve derneklere yardim etmesi gerekiyor. Ayriyi gayriyi unutup, ortaklari bulmamiz lazim.

Tuesday, July 13, 2004

Interview with Savas Suzal, a journalist in Washington - Turkish

Gazeteci Savas Suzal Ile Roportaj


Savas Suzal Posted by Hello

Tugrul Keskin

Washington-Aydinlik

Temmuz 13 2004

Savas Suzal 1944 yilinda istanbul’da dogdu. Kuleli Askeri lisesini bitirdikten sonra, Kara Harp okuluna devam ederken, 1963 yilinda 21 Mayis olaylarindan dolayi okuldan cikarildi. Daha sonra Ankara Devlet Mimarlik ve Muhendislik akademisini bitirdi ve Ankara Universitesi Insaat dairesinde calismaya basladi. Bu sirada TRT’nin actigi redaktor spiker sinavini kazanarak 1974 yilinda basin hayatina girdi. Muhendislik tahsilinin gazetecilik icin yeterli olmadigina inanarak Siyasal Bilgiler fakultesine bagli Sevk ve Idare yuksek okulunu bitirdi. TRT’de ilk haber programi olan “Bir Konu ve Bir Konuk” programinin yapimcisi ve sunucusu oldu. 1980 Aralik ayinda Amerikanin Sesi Radyosunda calismak uzere Vasington’a geldi. 1986 yilinda Sabah gazetesinin ve ATV televizyonunun Vasington temsilciligine basladi ve 2002 yilina kadar bu gorevini surdurdu. Suzal halen Vatan gazetesinin Vasington temsilcigini yapmaktadir.


Aydinlik: Amerika’nin Sesi Radyosuna ve dolayisi ile Amerika’ya nasil geldiniz?

Savas Suzal: Amerika’nin sesi radyosunda (VOA) calisan bir arkadasim radyoda Turkce bir spikere ihtiyac oldugunu soyledi. Bu nedenden dolayi Amerika maceramiz basladi. Daha sonra 1986 yilinda radyo yonetimi aleyhinde sikayette bulunan bir Amerikaliya taniklik ettigim icin sozlesmem feshedildi. Ben o tarihte Sabah gazetesinin Vasington temsilcigini aldim ve Amerika’nin Sesi Radyosunu haksiz isten cikarildigim icin mahkemeye verdim. VOA tarihinde radyoyu dava edip mahkemeyi kazanan ve tazminat alan ilk yabanciyim.

Aydinlik: Sizi uzun suredir radyo ve televizyonda calistiniz, peki yazili basina yani Sabah gazetesi temsilciligini aldiktan sonra gorsel ile yazili basin arasindaki fark neydi? Sizin yazili basina gecmeniz Turgut Ozal’in basbakanligi ile ayni tarihe denk gelmesi acisindan da ilgi cekici bir donemdir.

Savas Suzal: O Yillarda Turk basini Turgut Ozal basbakanliga gelmesi ile birlikte Amerika’yi kesfetti. Ozal hemen hemen her uc ayda bir Amerika’ya geliyordu. Iste bu tarihlerde Hurriyet gazetesi, Cumhuriyet’ten Sedat Ergin’i transfer ederek Vasington’a temsilci olarak yolladi. Cumhuriyetin o zaman ki genel yayin muduru Hasan Cemal’da ekonomik zorluklara ragmen Ufuk Guldemir’i temsilci olarak Vasington’a gonderince tatli bir rekabet gundeme geldi. Ayni tarihlerde Milliyet’ten Turan Yavuz ve Tercuman’dan Yilmaz Polat’ta olmak uzere Vasington’da Turk gazetecilerin sayisi bese yukseldi.Bu gazeteciler arasinda gercekten gazetecilik baglaminda kiran kirana tatli bir rekabet ortaya cikti. Isin en ilgi cekici tarafi ise Turgut Ozal Turkiye’de kendisine yoneltilen sorularin Vasington’da ki ziyaretlerinde tam tersi ile karsilasiyordu.

Aydinlik: Peki Turgut Ozal Amerika’ya nicin yogun olarak geliyordu ve Amerika ile iliskileri hangi duzeydeydi?

Savas Suzal: Gercek amaci Amerika’nin gundeminde kalmakti, fakat bunu saglik sorunlari ile maskelemeyi iyi beceriyordu. Ornegin Reagan yonetiminde kimsenin ilgilenmedigi baskan yardimcisi George Bush’u oval ofisten sonra ziyaret ederek O’na onem verdi. Hic unutmuyorum, su an CNN’de program sunan unlu gazeteci Wolf Blitzer ile birlikte Ozal’in o tarihlerde Beyaz Saray’in idari binasindan ayrilisini (Executive Building) merdivenlerde izlerken arkamizdan gelen George Bush bize bu adama dikkat edin ileride cok onemli rol oynayacak sozunu soyledigini unutmuyorum. Nitekim hatirlayacaginiz gibi Irak savasi oncesi Turgut Ozal’da kendisinden talepte bulunmadan evvel Irak petrol boru hattini kapatarak George Bush’a ve Vasington’a ne kadar yakin oldugunu kanitlamaya calismisti. Turgut Ozal devletlerarasi iliskileri liderler arasi iletisim ile ozdesletigine inaniyordu, belki de en buyuk yanlisi buydu. Cunku devletlerarasi ulusal cikar celiskileri olduguna inanmiyordu. Bunun boyle oldugunu Ozal’in en yakin dostu Bush tarafindan Demirel’e soyledigi “beni ozal’a yakin olarak tanittilar, benim O’na yakinligim Turkiye’nin basinda olmasindan kaynaklaniyordu ve su an Turkiye’nin yonetiminin basinda siz varsiniz ve size de ayni yakinligi gostermeye hazirim ” sozu ile aslinda ulusal cikarlari vurguluyordu.

Aydinlik: Turgut Ozal donemi itibari ile Amerika’da Turk lobisinin baslangici olarak O’nu gostermek mumkun mu ve Turk lobisi nasil basladi, basarili oldu mu?

Savas Suzal: Turk lobisi elbette Ozal ile birlikte basladi, amac o yillarda cok yogun bir bicimde kongredeki Ermeni Soykirim tasarisini engellemekti.Ancak Ozal doneminde cok yogun olan herseyden komisyon alma Turk lobisinin Vasington ayaginda da kendini gosterdi. O yillardaki Turkiye ile calisan lobi sirketinin basinda bir Ermeni’nin bulundugu bile dikkate alinmamisti, bunu da Milliyet gazetesinden Turan Yavuz ortaya cikararak iyi bir gazetecilik ornegi sergiledi. Daha sonra ise lobi sirketleri komisyon oranina gore kiralanir duruma gelerek Turk lobisinin nasil calistigini veya calismadigini gozler onune serdi. Karanliklar prensi olarak adlandirilan ABD savunma bakan yardimciligindan ayrilan Richard Perle bir lobi sirketi kurdu ve basina su an ABD savunma bakanliginda calisan mustesar yardimcisi Douglas Feith’i gecirdi. Bu sirket International Advisers Inc. adli sirketti ve Turkiye ile iki yilligina 875 bin dolarak bir antlasma imzaladi. Ozal yonetiminin savunma ihalelerinden aldigi komisyonlardaki ara bulucu rolunu ustlendi.

Aydinlik: Siz Vasington’da uzun bir suredir bulunuyorsunuz ve bu sure icinde bir cok Turk elcisi ile birlikte oldunuz, Vasington’da bulunan Turk elcilerinin calismalarini yakindan takip ettiniz. Bunun bir degerlendirmesini yapabilirsiniz?

Savas Suzal: Turk buyukelcileri genelde Turk dis politikasinin disinda hareket edemezlerler. Ancak Vasington’a atananlarin cogunlugu emekliligi yaklasmis ve meslekteki en deneyimli burokratlardir, bu nedenden dolayi Vasington elcileri bu gorevden sonra gidebilecekleri baska bir gorev olmadigi icin ya siyasete veya ticarete soyunurlar. Ornegin eski Vasington elcisi Sukru Elekdag emekli olduktan sonra Alexander Haig’in basinda oldugu savunma ile ilgili sirketin Turkiye temsilcisi, yine Nuzhet Kandemir ise bildiginiz gibi Dogru Yol partisinde baskan yardimcisi olmustur. Daha sonra Sukru Elekdag Cumhuriyet Halk partisinden milletvekili oldu.

Aydinlik: Peki bu baglamda Turkiye’deki iktidardan biraz daha bagimsiz gibi gozukmuyorlar mi veya diger bir deyisle ikitdar ile elciler arasinda bir sorun olusmaz mi?

Savas Suzal: Siyasetciler veya siyasi iktidarlar her zaman kendilerinden once atanan buyukelcilere kuskuyla bakarlar. Bunun en guzel ornegi Turgut Ozal’in Vasington’a atadigi Turk elcisi Nuzhet Kandemir’den Mesut Yilmaz hic bir zaman hoslanmadi. Kandemir’in kaderimidir bilinmez, Tansu Ciller’de basbakanligi doneminde Nuzhet beye pek olumlu bakmadi ve gorevden almak icin elinden geleni yapti. Son olarak buyukelci Faruk Logoglu’nun yerine AKP iktidari basbakan Erdogan’in danismanlarindan bir tanesini Vasington’a buyukelci olarak atamak istiyor, fakat burada da engel Cumhurbaskani Sezer olarak goruluyor.

Aydinlik: 25 Yildir Vasington’da diplomasi muhabirligi yapiyorsunuz, sizce Turkiye’ye aktarilan haberler ne kadar gercekci ve tarafsiz, Turk basini gorevini yapiyormu?

Savas Suzal: Bence yapmiyor. Ozellikle Vasington’a yapilan resmi ve ozel ziyaretlere katilan gazetecilerin secimi siyasi liderler tarafindan yapildigindan tarafsizlik ilkesi cignenmis oluyor. Ornegin Ozal zamaninda da iktidara yakin gibi gozuken basin mensuplari olmasina ragmen cogunluk muhalefet yaptigi icin bir yerlerde gercek yayinlanabiliyordu. Ama zamanimizda basinin ekonomik bagimliligi dogrudan haberleri etkilemeyi surduruyor. Siyasetciler sunu unutmamali Ozal’in tek parti iktidarinin uzun sureli olmasinin altinda yatan neden bu elestirilerdi. Ozal boylelikle kamuoyunun nabzini tutabiliyordu. Cevresinde sadece dalkavuk zihniyetli kisileri dinleyen liderler halkin gercek nabzini tutmaktan uzak kaliyorlar.

Aydinlik: Kendilerini Amerika uzmani olarak tanitan ve Amerika’da yonetime yakin gibi gosteren bazi basin mensuplari var. Sizce bunlar gercekten Amerikan yonetimine yakinlarmi, yoksa bu gazeteciler kendilerini Turkiye’de bu sekilde gosterek cikar mi sagliyorlar?

Savas Suzal: Bunlar her donemde hepimizin bildigi malum isimler kendilerini hem Amerika’dakilere hem de ondan daha cok Turkiye’deki siyasetcilere pazarliyorlar. Halbuki Amerika’da hic bir itibarlari yok, sadece cesitli vesileler ile kullanilan insanlar. Bu gazetecilerin simdiye kadar Turk-Amerikan iliskilerinde soyledigi hic bir sey dogru cikmadi. Zaman zaman bunlarin kimin sesi oldugunu Amerikalilarda merak ederler.

Aydinlik: Son olarak Amerika’da cok cekismeli olacaga benzeyen sadece Amerika’yi degil, bununla birlikte Turkiye ve dunyayi ilgilendiren bir baskanlik secimi olacak. Farkli sonuclari dusundugumuzde bunun Turkiye’ye yansimasi ve Turk Amerikan iliskileri acisindan degerlendirmesi ne olabilir?

Savas Suzal: 4 Kasim’da Amerika’da yapilacak olan baskanlik secimleri sadece Amerika icin degil, Turkiye’deki iktidar icinde bir donum noktasi olacak. Zaten Amerika’daki Cumhuriyetci iktidar ile AKP arasinda iliskiler gerileme donemine girdi. Uc onemli konuda basbakan Ankara’da ABD baskanindan bekledigi hic bir yaniti alamadi. Eger Kasim secimleri sonrasi Kerry ve Edwards ikilisinden olusan Demokratlar iktidara gelirse Amerikan dis politikasinda koklu degisiklikler yapacaklar. Ornegin Cumhuriyetcilerin savundugu Buyuk Orta Dogu projesinin bir demokrat iktidarinda fazla bir gelecegi olmadigi soylenebilir. Halen AKP iktidari bu projenin en buyuk avukati rolunu ustleniyor. Dolayisi ile Turkiye Aralik ayinda AB’den olumlu bir yanit alamaz ve Amerika’da da demokratlar secimi kazanirsa hem bolgesinde hemde dunyada bir yalnizlik icine girecek. Zaten ekonomik acidan her ne kadar Turk basini gormezden geliyorsa da AKP iktidari zor durumda, dolayisiyla ampul tamamen sonebilir.