Saturday, March 12, 2005

Interview with Ruzi Nazar - Turkish

Ruzi Nazar Ile Turkistan Uzerine Sohbet

Tugrul Keskin

8 Mart 2005


Ruzi Nazar Posted by Hello

Falls Church
Virginia



Herhalde Ruzi Nazar ismi Turkiye Orta Asya ve bilhassa soguk savas donemi icinde onemli cagrisimlar yaptirir. Bu cagrisim Ruzi beyin yasayan bir tarih olmasindan kaynaklandigida soylenebilir. Ikinci dunya savasinda Nazi Almanyasinin yaninda Sovyetlere karsi savasan Turkistan lejyonundan New York’a uzanan, 1955 yilinda Amerikan vatandasi olmasi ile birlikte Washington’a cagrilan ve CIA’de calismaya baslayan Nazar, daha sonra 1959 yilindan 1969 yilina kadar Turkiye’de Amerikan elciginde calismaya baslar. Nazar Turkiye ve Amerika tarihinin Turk Amerikan iliskileri acisindan onemli asamalarinda gorev yapmis olmasi acisinda ayri bir onem arzeder. Ruzi Nazar 1917 yilinda Uzbekistan’in Mergilan sehrinde dunyaya geldi, daha sonra ilk, orta lise egitimini Uzbekistan’da aldiktan sonra, Taskent’e universite egitim icin gider. Universiteyi bitirdikten sonra Sovyet sistemi geregi calismak icin Ukrayna’nin Odessa sehrine gider ve boylece kendi deyimi ile degisik bir dunyaya yani siyaset dunyasina girmis olur. Ruzi bey kendi hatiralarini kaleme aldigi 300 sayfalik bir kitabinin yakinda yayinlanacaginida soyledi.

Keskin: Ruzi bey o donem itibari, sizinde bildiginiz gibi Sovyetlerde yasanan Ekim devrimi ile baglantili olarak Turkistan’daki bagimsizlik mucadelesini nasil degerlendiriyorsunuz, yani sizin tecrubelerinize gore Turkistan bagimsizlik tarihi aslinda Sovyetleri ve devrimi darbelemek icin mi ortaya cikarildi yoksa gercekten Turkistan’in bagimsizligi icin mucadele veren insanlar samimi olarak Turan davasina inanan insanlarmiydi?

Ruzi Nazar: Turkistan’in bagimsizligi dusuncesi ne Ekim devrimi ile ne de ona karsi cikti, aslinda Carlik Rusyasinda da, Sovyetler doneminde de ezilenler yine Turkistanlilardir. Bu dusuncenin kokleri daha eskilere dayanir. Mesela Basmacilar hareketinin ortaya cikisi 1917 yilinin Aralik ayinda olmustur. Turkistanlilar bir hukumet kurmak icin biraraya gelmislerdir. Bunlarin bir kismi Sovyet ordusunun yollari kesmesi uzerine Kazaklar haricindeki Turkistanlilar Uzbekistan’da bulunan Fergana vadisindaki Kokand sehrinde Turkistan Muhtariyet Hukumetini kurmuslardir. Kazaklar ise Orenburg sehrinde Alasor Muhtariyet hukumetini 6 Aralik 1917 yilinda kurdular. Bu iki hukumette ayri yerlerde kurulmasina ragmen ayni amaclar icin benzer dusunceye sahip insanlar tarafindan kuruldu. Bu iki kuruktayinda amaci bagimsiz Turkistan’i olusturmakti. Iste bu yuzden her iki kurultayinda disisleri bakani Mustafa Cokay’di. Uzbekistan’da o yillarda Carlik Rusyasina ait iki Ermeni taburu vardi. Bu Ermeni taburlari ve bir kisim Kizilordu askerleri bu iki kurultayi duzenleyen kisilerin uzerine gonderildi ve cok kanli catismalar yasandi. Iste siyasi baglamda Basmacilik hareketi bu olaylar neticesinde Kucuk Erges liderliginde baslatildi. Kucuk Erges Fergana vadisinde Turkistanlilari orgutleyerek bu hareketi baslatti, daha sonra yerine agbisi geldi.

Keskin: Peki Sovyet devrimi sonrasi Sultan Galiyev’in etkili olmasi ile Turkistan’da bir degisim beklenmiyormuydu?

Ruzi Nazar: Sultan Galiyev marksistti, ilk onceleri milliyetciligi reddediyordu fakat daha sonra Sovyetlerde Milliyetler komitesinden Stalin’in yardimcisi oldu. Hukumette bulundugu donemde Turkistanlilari korumaya basladigi andan itibaren yonetim ve bilhassa Lenin’in vefati ve Stalin’in iktidari ile arasi bozuldu. Galiyev Tatar’di ve Carlik Rusyasina karsi Lenin’le birlikte hareket etmisti, fakat daha sonralari bilhassa Stalin doneminde dus kirikligi yasamasi O’nun yonetimden uzaklastirdi.

Keskin: O yillarda Turkistan milli mucadalesi sadece Orta Asya’da mi vardi yoksa baska Turk illerinde de bagimsizlik ve ozgurluk mucadeleleri olusmaktamiydi?

Ruzi Nazar: Turkistan milli mucadelesi sadece Turkistan’da degil fakat butun Turk toplumlarinda baslamisti, Azerbaycan, Tataristan, Kuzey kafkaslarda kisacasi heryerde baslamisti. Bu sirada Kafkaslarda dort ayri milli devlet kuruldu, bunlar Azerbaycan Kuzey Kafkas, Gurcistan veErmernistan. Bu devletler mustakil devletlerdi. 1917 yilinda kurulan bu devletler uc sene ayakta kalabildi ve akabinde Sovyet isgaline ugradi. Ermeniler kendisi Sovyetler ile birlesti. 1930 yillarinda biz kucukken Kokand Turkistan Cumhuriyetine karsi Sovyet rejimi tarafindan yazilmis yazilari ben orta okul ve lisede iken okurduk ve bunlari anne ve babamiza sorardik, acaba dogru mu diye.
Ben Teknikom adli meslek lisesinde talebe iken, Turkistan adli gizli bir mecmua elden ele dolasirdi ve bizde bu mecmuayi okurduk. Bu mecmua Berlin’de basiliyordu, Turkiye’ye getiriliyordu daha sonra ise Afganistan’a daha sonra ise Dogu Turkistan uzerinden Uzbekistan’a ulastiriliyordu. Sonradan ogrendik ki bu dergiyi Afganistan’daki Turkler sisenin icine koyuyorlar uzerini mumla kapatiyorlar, akabinde Amu Derya nehrine atiyorlardi, cunku bu nehir Afganistan uzerinde Turkmenistan, Uzbekistan ve Kazakistan’a akiyordu, bu derginin dagitim usullerinden birisiydi.

Keskin: Ruzi bey peki bu dergiyi o donem itibari ile kim fianse ediyordu, yani derginin arkasinda Sovyetler ve devrim karsiti bir gucmu vardi?

Ruzi Nazar: Hayir, bu dergi tamamen Almanya’da ogrenci olarak bulunan Turkistanli ogrenciler tarafindan cikariliyor ve finansmani onlar tarafindan saglaniyordu. Amerika’nin o donemde Turkistan ile ilgili yoktu. Basmacilik hareketi 1930 senesine kadar devam etti. Aralik 1917’ide Mustafa Cokay, Kokand Muhtariyeti dustukten sonra, Kazak collerine kacti, daha sonra buyuk zorluklar cekerek Kafkaslara gecti, Gurcustan’in merkezi Tiblis’e geldi ve oraya yerlesti. Cokay Tiblis’te bir azadlik dergisi cikarmaya basladi. 1920 yilinda Sovyetler Gurcistan’i isgal ettiginde, Gurcustan hukumeti ile birlikte Turkiye uzerinden gecerek Fransa’da Paris’e yerlestiler. Biz Turkistanlilar Avrupa’da o yillarda cok azdik. Buhara emirligi 1922 yilinda yikildi ve Buhara Halk Cumhuriyeti teskil oldu. Bu Cumhuriyetin egitim bakani Fitrat bey’in tesebbusu ile Turkistan’dan 100’e yakin kabiliyetli, egitimli gencler 1923 yilinda Almanya okumaya gonderildi.Bu talebeler Almanya’nin cesitli universitelerine yerlestiler. Buhara Cumhuriyeti bu ogrencilerin harcamalari icin Alman Reich bankasina altin paralar verdi. 1933 yilina kadar ogrenciler rahat bir sekilde okudular. Bu talebelerin yardimi ile Mustafa Cokay Berlin’de Yas (Genc) Turkistan dergisini cikartmaya basladi. Bu derginin Turkistan’da milliyetciligin gelismesinde buyuk rolu oldu. Bazen Mustafa Cokay ve ogrenciler kucuk brosurler basarak bunlarida Turkistan’a gonderiyorlardi. Ogrencilerin bir kismi maddi acidan zor duruma dusunce Polonya hukumeti bu ogrencilere Prometeus vasitasi ile yardim etmeye basladi. 1939 yilinda Almanya, Polonya’ya hucum etti. Bu ogrencilerin buyuk bir cogunlugu Turkiye’ye goc etmek zorunda kaldilar. 1941 yilinda Almanya ile Sovyetler savasa basladigi sirada Avrupa’da iki Turkistanli vardi, birisi Mustafa Cokay Paris’te ve digeri ise Turkiye’ye gitmeyen Uzbekistan’li ogrenci Veli Kayim, O’da Berlin’deydi. Bizim liderimiz o donemde Mustafa Cokay’di. Ben o zamanlar Ukrayna’nin Odessa sehrindeydim. Sovyetler ile Almanlar savasirken Sovyet ordusu icinde bulunan Turkistanlilar Almanlarin tarafina savasmadan gecmekteydiler. Birinci dunya savasinda Almanya ve Turk subaylari Turkistan taburu kurdular. Buna benzer bir sekilde ikinci dunya savasinda Almanlar Mustafa Cokay’i Paris’ten Berlin’e getirdiler ki Sovyetler ile savaslarinda yeni bir Turkistan taburu kurmak icin bir girisim baslattilar. Veli Kayim, Mustafa Cokay’in sekreteri oldu. Fakat Mustafa Cokay Aralik 1941 yilinda tifo hastaligindan 53 yasinda Berlin’de vefat etti ve Berlin’e defnedildi. Mustafa Cokay Turkistan lejyonu kurulusunu gormedi. Cokay’in yerine Veli Kayim geldi. Mustafa Cokay’in butun gayesi Turkistan’in bagimsizligini yaratmakti.


Ruzi Nazar Posted by Hello


Keskin: Peki siz Turkistan lejyonu calismalarin anasil katildiniz?

Ruzi Nazar: Uzbekistan’da Universiteyi bitirdikten sonra Odesa’ya geldim, 1941 yilinda trenle Romanya uzerinden Almanya’ya gectim. Bu seyahata Almanlar yardim etti. 1943 yilinin basinda Turkistan lejyonunda calismaya basladim. Iki yerde Turkistan lejyonu vardi, birincisi Polonyan’nin Legyonava sehrinde, ikincisi Praskruf adli Ukrayna sehrinde kuruldu. Ben Praskruf sehrindeki lejyonda kampanya baskani olarak calismaya basladim. Daha sonra cepheye gittim, Ruslara karsi carpistik ve orada yaralandim.Agir yaralandigim icin cepheden ayrilmak zorunda kaldim. Almanlarin kurdugu lejyonlar icinde Azerbaycan, Tatar, Gurcistan, Kuzey kafkas lejyonlari vardi. Almanya ile Fransa sinirinda kurulu bulunan lejyoner okulunda calismaya basladim. Beni bu okula Alman Kara kuvvetleri gondermisti. 1944 senesinde beni Berlin’e cagirdilar ve Alman Kara Kuvvetlerinde lejyon birliklerinin irtibat subayi oldum. Ikinci dunya savasinin bitimi ile 1945 yilinin Mayis ayinda Rosenheim sehrine geldim ve orada kaldim. Biz saklanmak zorundaydik cunku Yalta antlasmasi geregi Sovyetlere geri vermeleri gerekiyordu. Antlasmaya gore 1939 yilinin Eylul ayindan sonra Sovyetlerden cikanlarin Sovyetlere geri verilmesi gerekiyordu.

Keskin: Amerika Hukumetinde ne zaman calismaya basladiniz, yani ilk iliskiniz ne zaman ve hangi surecte gerceklesti?

Ruzi Nazar: 1951 yilinda Amerikalilar bana kendileri ile calismami teklif ettiler. Fakat daha onceden de kendileri ile iletisimim vardi zaten, cunku yazdigim yazilari okuyorlardi. Kasim 1951 yilinda Amerika’ya New York’a geldim. 1946 yilinda evlenmistim ve kizim Sylvia Nazar 1947 yilinda dogdu ve hep birlikte Amerika’ya yerlestik. O yillarda Columbia Universitesinde Rus ve Ortadogu enstitusunde dersler vermeye basladim, henuz vatandas degildim.Amerikan vatandasi oldugum zaman beni derhal Washington’a cagirdilar ve devlet gorevinde calismaya basladim. Ilk defa 1955 yilinda devlet memuru olarak calismaya basladim. Altemur Kilic, 1954 yilinda Washignton Turk elciliginde basin atasesi idi, Alpaslan Turkes ise NATO’nun Standing gurubunun Turk Silahli Kuvvetlerinin kara temscilsici olarak Washington’da bulunyordu. Turkes’de o zaman kurmay binbasiydi. Havaci atese yardimcisi Agasi Sen’de beni Turkes ile tanistirmisti ve O’na dikkat etmemi soylemisti. Turkes belli oclutler icinde pek Amerikan yanlisi degildi.

Keskin: Ruzi bey, son yilarda, bilhassa Turk Amerikan iliskilerinin geldigi nokta pek ic acici bir seyir takip etmiyor. Bilhassa neocon iktidari ve etnik lobilerin Amerika’yi yonlendirmesi ile Amerika insan haklari ve demokrasi soyleminden 18 ve 19’uncu yuzyillardaki Ingiliz emperyalist politikalarina kayiyor, tabi buda Turk Amerikan iliskilerinide etkiliyor, siz bu konuda ne dusunuyorsunuz?

Ruzi Nazar: Sizinde soylediginiz gibi Turk Amerikan iliskilerinde gelinen nokta pek ic acici degil. Turkiye’nin cevresinde hic dostu yok. Turkiye cevresindeki bu dusmanlardan cok etkileniyor. Turkiyedeki bazi kesimler bu etkiyi bir talimat gibi algilayip hareket ediyorlar. Turkiye icindeki Kurd guruplarinin Turkiye icinde ve hukumetinde bir hayli etkisi oldugu soylenebilir. 1 Mart tezkeresinin gecmemesinde TBMM’deki bazi etnik guruplarin rolu cok buyuk. Tayyip Erdogan’i beyi yakindan tanidim, ve kendisini vatansever bir kisi olarak gordum. Fakat bu bir sahistir, bir sahisin cemiyete etkisi buyuktur, fakat bu cemiyet icinde dusman gayelerin calismasi bazen daha etkili olur. Belli bir muddet icin kotu bir tesiride olabilir. Vatanperver Turk yurttaslarin disaridan gelecek yabanci etkilere cok dikkat emeleri gerekir. Turkiye’de basinda hatalar yapiyor ve yaptigi hatalari kabul etmesi gerekir.


Keskin: Sizce Turkiye Dis Turkler ile nicin ilgilenmedi veya ilgilenmek istemiyor veya isteksiz duruyor?

Ruzi Nazar: Sizinde soylediginiz gibi Turkiye dis Turkler meselesi ile pek ilgilenmedi. Fakat Alpaslan Turkes’in tesebbusu ile Turk disisleri bakanliginda Kibris ve Dis Turkler bolumu kuruldu. Daha sonra yine Turkes’in yardimlari ile Turk Kulturunu Arastirma Enstitusu kurduruldu. 1960 ihtilali sonrasi Ismet Inonu basbakan olmasi sonrasinda bu enstitu kaldirilmaya calisildi. Fakat rahmetli Gursel bu enstitunun Milli Birlik komitesinin gayesi ile kuruldugundan kalmasinin daha uygun oldugu gorusune Ismet Inonu’u inandirip, kalmasini sagladi. Enstitu daha sonra MIT’e yakin bir kurulus olarak calismaya basladi ve hatta MIT’in kontrolune gectigide soylenebilir.

Keskin: Sizce Amerika bagimsiz Kurt devletini destekliyor mu?

Ruzi Nazar: Amerika kesinlikle bagimsiz bir Kurd devletini desteklemiyor en azindan benim bildigim kadari iel desteklemiyor dersek daha uygun olur. Kurtlerin jeopolitik konumlari cok kotu, bu yuzden bir devlet kurmalarinin pek bir imkanlarinin oldugunu soylemek pek dogru gibi gelmiyor bana. Amerika her zaman guclu bir Turkiye’yi destekliyor. Fakat Kurdler yaklasik on seneye yakin bir zamandir Amerika ve Avrupa ulkelerinde guclu lobiler olusturdular ve genis iliskiler agi olusturdular. Amerika’nin da yaptigi hatalar var, eger siz insan haklarini savunuyorsaniz bunu devam ettirmeniz gerekir. Amerika’ninda bunu devam ettirmesi gerekir, hatta bu yuzden bir cok subay yargilandi hala da yargilaniyor. Bu tip istenmeyen hareketler Amerika’ya daha fazla zarar veriyor.

Keskin: Peki sizin Turkiye’nin son karmasik siyasi ve toplumsal yapisi icin, Turkiye’nin bu geldigi nokta acisindan soyleyeceginiz bir sey varmi?

Ruzi Nazar: Uzbeklerde bir soz var, baska memleketin kirali olacagina, kendi memleketinin fakiri ol, derler. Bunun anlami kendi memleketini daha fazla sev. Ben isterdim ki butun Turkiye Turkleri veya kendisini Turk bilenler memleketini sevsinler, Turkiye’yi sevsinler, yurtlarinin yukselmesi icin calissinlar veya calismalarini ben sahsi olarak temenni ediyorum. Turk halkinin unutmamasi gereken en onemli nokta Turk dunyasinda bir tek bagimsiz devlet var o da Turkiye’dir. Eger Turkiye parcalanirsa Turklukte dagilir. Bunun icinde ben her zaman Turkiye’nin bagimsiz olmasini istemisimdir. Hic unutmam, Uzbekistan’da 1930’lu yillarda ortaokuldayken, bize ogretmenlerimiz Ataturk marsini okuturlardi, “Ataturk gelse bizi kurtarsa” adli marsi ben orada ogrendim. Turkiye’nin Atatturk’un yolunda bagimsiz olmasi benim temennimdir.

No comments: