Gazeteci Yilmaz Polat Ile Roportaj
Tugrul Keskin
6 Ocak 2004
Gazeteci Yilmaz Polat ile son kitabi olan Amerikan Sahinleri
Amerikan kargalari hakkinda ve Amerikan politikasi uzerine konustuk.
1970 yilindan TRT yurt disi yayinlar dairesinde gazetecilige
baslayan Polat, 10 yil sureyle Turkce ve yabanci dillerde haber ve
program yapti. 1980 yilinda Amerika'nin baskenti Vasington'a
gazeteci olarak geldi. 23 yildir ABD Vasington'da gazeteci olarak
bulunmaktadir. Vasington'da en uzun donem gazetecilik yapan tek Turk
gazetecisi. Bu donem icinde Vasington Entrikalari, Vasington Ankara
Hatti, Alo Vasington isimli uc kitap yayinlayan Polat, 2003 yili
icinde yayinlanan son kitabi ise Amerikan Sahinleri-Amerikan
Kargalari.
Keskin: Kitabinizi 1970 Kibris Baris harekati sirasinda 28.
Tumen komutani olan ve emir dinlemeyerek Maras bolgesini alan
rahmetli babaniz Osman Fazil Polat'a atfediyorsunuz.Kibris konusu su
an gundemde olduguna gore babaniz sizce Maras bolgesini nicin emir
dinlemeden aldi?
Yilmaz Polat: Benim ayrica Ates Altinda Kibris diye tamamen harp
gunluklerinden (ceridelerinden) belgeli Kibris baris harekatinin
askeri yonunu anlatan bir kitabim daha var. Maras o donem itibari
ile hareketin sinirlari icinde degildi. babam o bolgeyi turistik
bolge icin degil, Magosa'nin Turk kesiminin guvenligini saglamak
icin aldi. Yani Kenan Evren'in dedigi gibi ileride vermek icin degil.
Keskin: Son gunlerde Kibris sorunu gundemi isgal
etmektedir, sizce Amerika'dan ve ozellikle Vasington'dan Kibris
gorusmeleri Annan plani cercevesinde nasil gozukuyor?
Yilmaz Polat: Gecmiste Kibris ile ilgili planlar sunan Birlesmis
Milletler genel sekreterlerinin kisiliklerini ele aldigimiz zaman bu
planlari kimin yaptigini daha iyi gorebiliriz. Ornegin, Birlesmis
Milletler eski genel sekreteri Perez Decuellar bir escinseldi.
Birlesmis MIlletler gorevinden ayrildiktan sonra Kibris ile ilgili
bir kitapta yazdi. Ve bu kitapta Denktas'i kuvette raki icmeyi seven
bir lider olarak tanimladi.Bunun kendisine yanlis oldugu
soylendiginde oylemi yazmisim diye Kibris konusuna ne kadar ilgisiz
oldugunu gostermis oldu. Diger bir genel sekreter olan Butros
Gali eski Rum yonetimi baskani Vasilliou'nun, genel sekreter olmadan
once Misir'daki sirketinin basindaydi. Bu garip iliskiler agi icinde
bu insanlarin tarafsiz ve hakca bir plan uretmesi mumkun degil.
Vasington'dan Kibris politikasina bakinca Amerikan yonetimleri icin
Kibris bir amac mi yoksa arac midir sorusunun yanitinin bulunmasi
gerekir.
Keskin: Vasington'un Kibris politiklarini amac mi yoksa
arac mi olarak gordugunu sordunuz bunu biraz daha acarmisiniz.
Yilmaz Polat: Amerika'nin Avrupa Birligi ile iliskileri dikkate
alindiginda birlesmis bir Kibris'in Avrupa Birligine uyeligi Amerika
icin avantaj midir yoksa dezavantajmidir.
Keskin: Kitabinizda Turkler Turk gecinenler bir de
Turklerden gecinenler seklinde bir tanimlama yapmissiniz. Bu tanimin
icine hangi guruplarin girdigini anlatabilirmisiniz? Baska bir
deyisle kim Amerikan Sahini kim karga?
Yilmaz Polat: Kim karga kim sahin diye bir ayirim yapmadim. Olaylar
var, kahramanlari var, kimin sahin kimin karga olduguna okuyucaya
biraktim. Ama 23 yildir, Vasington'da bir cok insan tanidim.
Gercekten Turkiye'yi seven Turk dostu bir cok Amerikali tanidim.
Bunun yani sira Turk dusmanligi yapmasa siradan bir kisi bile
olmayacak Amerikalilar gordum. Ama en acisi bunlara alet olan Rum ve
Ermeni lobisinin direkt veya dolayli piyonu olmus Turkler tanidim.
En aci olanida bu olsa gerek.
Keskin: Peki bu konuda isimlerden bahsedebilirmisiniz?
Yilmaz Polat: Bence kitabin en begenedigim bolumu Ataturk ile
roportaj yapan Clarance Straight isimli Amerikali gazeteci ile
yaptigim roportajdir. Ben bir Ameriklai gazetecinin Ataturk ile
ilgili bu kadar guzel dusunce ve tanimlamasini kendi basinimizda
bile az rastladigimiz icin cok etkilendim. Bizim Turkiye ve Ataturk
ile ilgili bu guzellikleride ortaya cikarmak ve bunlari da duyurmak
zorundayiz. Yani Amerika'da herkeste Turkiye aleytari degil.
Keskin: Peki Turk isim de verecekmisiniz?
Yilmaz Polat: 23 yilda bir cok Turk siyasetci, gazeteci ve isadami
cesitli vesileler ile Amerikaya geldi. Izlediklerimi kitapta
aktardim.
Keskin:Sizin geldiginiz 1980'den bu yana Amerika alti donem
baskan degisti, sizce en etkili Turk devlet baskani hangisiydi?
Yilmaz Polat: Ozalli yillar Turk Amerikan iliskilerinde cok onemli
donemdir. Demirel donemi daha farkliydi. Ciller donemi ise daha
degisik bir boyutta gelisti. Ecevit ve Dervis iktidari ayri bir
inceleme konusu. Burada beni en cok etkileyen her Turk liderin
kendisini Amerika'nin kendilerine cok onem verdigi seklinde
Turkiye'ye satmalari olmustur. Halbuki her lider Amerikan
dis politikasinda liderlerin disaridaki gucu Amerika'daki itibarlari
arkadaslik esasina degil, o liderin ulkedeki gucu ile dogru
orantilidir. Yani lider kendi ulkesinde guclu ise Amerika'da da
gucludur. Kendi ulkesinde kan kaybeden bir lider Amerika tarafindan
da kolaylikla terk edilir. Ornek olarakda Iran sahi ve Filipinlerden
Marcos ornek gosterilebilir. Demirel basbakan olarak ilk beyaz
sarayi ziyaret ettiginde baskan Bush'un Demirel'e Ozal ile
iliskilerimiz iyiydi, ama su anda Turkiye'nin basbakani sizsiniz
bundan sonrada muhatabim sizsiniz dedigini hatirliyorum.
Keskin: Bildiginiz uzere basbakan Recep tayyip Erdogan bu
ay sonu Amerika'ya Baskan Bush ile bulusmak icin geliyor. Bu
ziyaretin bir politik analizini Turk Amerikan iliskileri acisindan
yapabilirmisiniz?
Yilmaz Polat: Bence devletler arasi iliskilerde kiraldan cok
kiralcilara firsat verilmemeli. Maalesef bizde bu cok yaygin.
Ornegin bazi yazarlar simdiden kendi gorusleri dogrultusunda
nasihatta bulunurlar. Bazi kendisini danisman olarak satan hic bir
yetkisi olmayan kisilerde liderlerin adini kullanarak temaslar
yapar. Bunlar her donemde yasanan olaylardir ve hem ulkeye hem de
ikili iliskilere buyuk zarari olmaktadir. Ornegin ikinci tezkere
sirasinda Tayyip ERdogan'a yakin oldugunu soyleyen bazi kose
yazarlari ile yetkisiz danismanlarin ne yaptigini daha sonra nasil
zarar verdiklerini biliyoruz. Isterseniz bu ziyaretin
degerlendirmesini ziyaretten sonra yapabiliriz.